Genç Werther'in Acıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genç Werther'in Acıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2015 Cumartesi

İnsan Neye İnanmaz ki...

Goethe, Genç Werther'in Acıları eserinde şöyle seslenir: ''Bu durumda olan yalnızca ben değildim. Bütün insanla umutlarında kandırılıyor,beklentilerinde aldatılıyorlar.'' 

Goethe 28 ağustos 1749'da Frankfurt'ta doğar.  Babası imparatorluk danışmanı, annesi Frankfurt  belediye başkanın kızıdır. Rahat çocukluk dönemi sürer. İlköğrenimini özel öğretmenlerden alır. Latince, Yunanca, İngilizce, İtalyanca, Fransızca öğrenmeye başlar. 1765'de hukuk eğitimi almak için Leipzig'e gider.Leipzig'de kaldığı evin kızı Kötchen Stchönkopf'a duyduğu aşkla gençlik yıllarından birini yaşar. Kötchen, Kanne isimli bir doktorla nişanlanır; Goethe'yi bırakır, değersizlik hissiyle acı yaşar Goethe. Üç buçuk yıl sonrasında terk edilmenin öfkesiyle Kötchen'e mektup yazar. ''Tazesi dururken konserve fasulyeyi kimse aklına getirmez, değil mi? Nitekim balıkların da ancak tazeleri istenir; ne olur ne olmaz, belki bozulurlar diye tuzlamaya kalkarlar; eh, belki biraz da göz boyamak için...Dostluk tuzuna bulayıp salamurasını kurduğunuz irili ufaklı, düzgün ve biçimsiz bunca sevgiliyi hatırlayınca kim bilir ne tuhafınıza gider.'' der

Terk edilmenin öfkesi uzun sürmez, süreklilik taşımaz. Faturayı karşı tarafa yüklemekten vazgeçer. Bunu Kötche'e yazdığı mektupta kendi payına düşen suçu kabul eder, adeta...'' Şimdi Leipzig'de olsaydım, yine yanınıza olur ve somurtup otururdum... Bu sahneleri bilirsiniz. Yok hayır yanınızda olsaydım şimdi ne kadar, ne kadar sevinçli olurdum! Ah, üç buçuk yıl önceye dönebilsek! Kötchen, yemin ederim ki sevgili Kötchen, o zaman çok daha akıllıca davranırdım,''der. 

1770'de Hukuk doktorası için Strassburg'a gider. 1772'de Wetzlar'da avukatlık stajına başlar. Verilen bir baloda Charlotte Buff (Lotte) ile tanışır, gönlünü kaptırır.  Lotte ise, Bremen kentinde hukuk müşavirliği yapan Kestner ile nişanlıdır. Goethe ve Kestner arkadaş olmuşlar, üç genç insan dostluk çerçevesinde ilişkilerini sürdürürler; üçü de durumun farkındadırlar. Kasabada dedikodular başlar. Lotte'de, Kestner'e daha yakındır, Goethe bu acıya dayanamaz, Wetzlar'dan ayrılma karar verir. Kimseye haber vermeden kasabadan ayrılır. Lotte'ye giderken küçük bir not bırakır: ''Şu anda yalnızım, gözyaşlarımı tutmamın nedeni yok, sizleri mutlu bırakıyorum.'' Goethe büyük bir aşkla sevmiştir Lotte'yi.  Goethe sessiz acılarla yaşamaktadır.  Genç Werther'in Acıları eserinde şöyle dile getirir: ''Bazen anlamıyorum, ben onu böyle çok, böyle içten sevdiğim, ondan başka hiçbir şeyi görmediğim ve bilmediğim halde nasıl oluyor da, başkalarını seviyor, sevebiliyor!'' 
Lotte'yi rakibine kolayca bıraktığını düşünmektedir. Doğru mu yapmıştır, yanlış mı? Tam olarak bunu bilemez, kızgınlık içeren bir mektubu Kestner'e gönderir. ''Pek iyi bildiğim bir şey var: O da Tanrının Duygudan yana soğuk oluşu. Böyle olmazsa Lotte'yi size vermezdi... Ölürsem, hele öbür tarafta biraz borum öterse, ilk işim onu sizin elinizden almak olacaktır,''diye yazar. 1773'de Goethe'nin başından bir nişanlılık geçer. İlişkisi iyi gitmez, ayrılır. Goethe, Lotte ve Kestner ile mektuplaşmalarını ''dostluk'' içeren biçimde devam ettirir.  Bu arada Kestner ve Lotte'nin bir çocuğu olur, çocuğa Goethe'nin Wolfgang adını verirler.  

Aşk acısından kurtulmak isteyen Goethe 1774'de '' Genç Werther'in Acıları'' eserini kaleme alır ve yayınlar. Goethe-Lotte- Kestner aralarındaki ilişkileri anlatan kitap meşhur olur. Kestner'e verilen rol olumsuzdur.  Goethe, Kestner'den yüzyıllara tanıklık edecek, edebiyat dünyasında yer vererek Lotte'yi şu kelimelerle yaşatır: ''Çok şeylere sahibim. Ama onu düşünmek her şeyimi silip götürüyor. Nelerim var! Fakat onsuz her şey bana hiç oluyor...''

Genç Wether'in Acıları eserinde insanları iç dünyalarına yolculuk yaptırır. Kendini psikolojik-sosyolojik sorgulamalara tabii tutar: "Dünyanın bütün işleri sonuçta aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiçbir tutkusu ya da bir gereksinimi olmaksızın; para, şan, şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri, her zaman bir budaladır.
''Bu durumda olan yalnızca ben değildim.Bütün insanla umutlarında kandırılıyor,beklentilerinde aldatılıyorlar.''

''En çok sevdiğim yazarlar , yazdıklarında kendi dünyamı,benim çevremde olup bitenleri bulduğum yazarlardır...''

''Tanrım, bu mudur insanların yazgısı? Ya henüz akıl sahibi değilken ya da akıllarını yitirdikten sonra mı mutlu olacaklar ancak?''

''Atmaca burunla yassı burun arasında ne kadar ayrılık varsa, duygu ve davranışlar da o kadar değişiktir...''

''İnsan yaşamının yalnızca bir düş olduğunu başkalarıda daha önce düşünmüştür , bu duygu benimde peşimi bırakmıyor.''

''Biz insanlar daima ilk izlenime değer veririz. İnsan, en inanılmayacak şeylere kanabilecek yaradılıştadır. Ama bir kez kafasına bir şey yerleşti mı, onu söküp atmak isteyenin vay haline!''

Alıntılar: Goethe Johann Wolfgan, Seçme Mektuplar, Can Yayınları
Genç Werther'in Acıları

Freud ve Kant İlişkisi

Sigmund Freud, İmmanuel Kant'ı derinlemesine incelemişti ve Kantçı aşkın idealizm teorisini, psikanalitik deneyimin temellerini değerlen...