21 Ağustos 2016 Pazar

Sanat Her Daim Tutamaktır

Jacques Vache, yazı yazmış, ancak edebi olarak roman, hikaye gibi yazın kaleme almamıştır. Hiç yapıt vermemiştir. Sanat dünyasında intiharı Bartleby’lerin ret biçimlerinden ayrı bir yerde değerlendirmek gerekse de Vaché’ye bir parantez açmak gerekiyor. Jacques Vaché, Breton’un "En çok ona borçluyum." dediği kişiydi. "Sanat aptallıktır" dedi ve intihar etti. 

Vaché’yi bir Bartleby yapan, intiharı değil, sanatı aptallık olarak gören derin ret duygusudur.
Kral Übü’nün haşmetli göbeğiyle Fransız kamuoyu önünde ilk kez arz-ı endam edişinden bir yıl önce 1895 yılında doğar Jacques Vaché. Vaché hakkında epeyce yazılıp çizilmesine rağmen, hayatı hakkındaki bilgiler kısa yaşamı nedeniyle fazla da değildir. 

Lorient’te (Fransa'nın kuzey-batı bölgesinde yerleşim yeri)doğar, dört çocuklu ailenin en küçüğüdür, babası deniz topçu albayıdır; çocukluğunun ilk yıllarını Hindiçin’de (Vietnam) geçirir. Babası 1912’de ordudan ayrılınca aile Nantes’a taşınır ve Jacques orada lisede okurken yakın arkadaş olduğu Jean Bellemère (daha sonra Jean Sarment takma adıyla yazılar yazacaktır), Pierre Bissérié ve Eugène Hublet’le edebiyat eleştirisi dergileri çıkarır. 1913’te École des Beaux-Arts’a girerek ressam Luc-Olivier’nin öğrencisi olur, 1914'de orduya çağrılınca okulu bırakmak zorunda kalır. Aldığı yara yüzünden bir dönem askerî hastanede kaldıktan sonra cepheye döndüğünde İngiliz birlikleri için tercümanlık yapar.

Sanat öğrencisi olduğu yıllarda Vaché, Jarry’nin hicvî ve mistik yazılarının çoğunu okumuş, ve zaman zaman Jarry’nin sakar ve burnu büyük anti-kahramanı Übü’ye de öykünmüştür. Genç André Breton 1916’da Nantes’ta bir hastanede Vaché’yle tanıştığında (Vaché aldığı bir yara nedeniyle tedavi görmektedir), Jarry’ye duydukları ortak hayranlığı keşfederler. Breton, Vache'nin kıvrak zekasına ve isyankar karakterine hayran olur. Bu tanışma her iki tarafıda derinden etkileyen bir dostluğa dönüşür. 

Vache iyileşip cepheye döndüğünde bile Breton ile bağlantısını kesmez. Ona mektuplar yazar.  Breton ile yoğun görüştüğü o ilk günler Breton aracılığıyla tanıştığı Lois Aragon'a, Tehodore Fraenkel'e savaşın insanın duygularını nasıl yerle bir ettiğini ve niçin, kimin uğruna savaştığını hiç anlamadığına dair mektuplar kaleme alır. Dört mektup Fraenkel'e, bir mektup Aragon'a, on tane mektup da Breton'a olmak üzere on beş mektup kaleme alır. 

Savaş sırasında hekim olarak görev yapan Breton, Vaché’nin Übü’yü hatırlatan tuhaf davranışları ve değişik kıyafetlere bürünme merakını ise şöyle kaleme alır: “Bazen değişik üniformalar giyerek Nantes sokaklarında dolaşırdı: kâh süvari, kâh pilot, kâh hekim olurdu. Yanınızdan geçecek olsa, sizi tamamen görmezden gelir ve arkasına bile bakmadan yoluna devam ederdi.” 

20. yüzyılın sanat adamı olarak, Vaché  dünyanın gerçekliğini bir oyun gibi algılar; onun için her şey tarz meselesinden ibarettir. Durmadan büyük dümenler çevirme hayalleri kurar; kendini sahte isimlerle tanıtmak, kılıktan kılığa girmek, kendi uydurduğu hayat hikâyeleri gibi muziplikler de yapar. Vaché aynı zamanda bir Anglofil’dir, savaş, köhne bir dünya düzenine bağlı kalmak için umutsuzca çırpınan eski dünyanın riyakarlığını gözler önüne sermiştir. 

Dünyanın riyakarlığını oyundan ibaret olarak izlek düşen Vache, düşüncelerini şu satırlara sığdırır:"Rüyamda devamlı kırmızı bir gömlek, kırmızı bir fular ve botlarla görüyorum kendimi. Çinli bir topluluğun üyesi ama aynı zamanda Avustralyalı bir ajanım."

Breton, yeni tanıştığı bu nevi şahsına münhasır dostunu, Dadacı etkinliklere katılan bir ordu hekimi olan arkadaşı Théodore Fraenkel’le ve çocukluk arkadaşı Louis Aragon’la tanıştırır heyecanla. Vaché’ye yeni yazar ve sanatçı kuşağının ve Fransız avangardının eserlerini de tanıtır, daha sonradan da  itiraf edeceği gibi Vaché bunlardan pek de etkilenmiş görünmez. Fakat Breton’un üstelemesiyle, ikisi birçok eser üzerinde birlikte çalışır: bir oyun, bir film, tahta oymalar ve Breton’un şiirlerine eşlik edecek çizimlerdir.

Vaché’nin savaş mektuplarında, son kararı da göz-önüne alınınca, savaşta bile oyun oynayan, ama savaşın ötesini berisini de pek bilmeyen bu kayıtsız askerin kendini ne kadar "lüzumsuz" hissettiğini anlarız. Hayatın kendisi, kaosla, kargaşayla, kanla biçimlendiren ve sonunda sorulmamış ve cevapsız kalmaya mahkûmiyet içinde “Neden?” sorusuna götüren bir oyundur onun için  adeta...

Vaché’nin bu soruya verdiği karşılık ‘umour’dur: hayata karşı kendi kayıtsızlığını ve geleceğe dair, intiharı da içeren bir cevabı tarif etmek için uydurduğu bir kelimedir de bu. Onun tavrı, Batı Cephesinde Yeni Bir şey Yok romanının yazarı Erich Maria Remarque’in, savaş sırasında cepheden haber veren gazetelerde bahsedilen “neşeli halet-i ruhiye” konusundaki yorumlarından da farklıdır. "Gazetelerde anlattıklarının hepsi zırva," diye yazar Remarque, "birliklerin ne kadar neşeli bir halet-i ruhiye içinde olduğu, cepheye gitmeden hemen önce danslar düzenledikleri… Biz neşemiz yerinde olduğu için yapmıyoruz bunları, aksi halde paramparça olacağımız için neşeli bir ruh halinde içindeyiz."

Vaché ise vatanseverliğin her türlüsünden tiksinir. Breton onun mektuplarına Savaş Mektupları adını vermiş, Vaché de sürekli bu “savaştaki oyun” hakkında yazmıştır; ordu içindeki farklı rütbeleri temsil eden üniformalar giyer bu oyun sayesinde: asker, havacı, tercüman olur, bazen de sırf eğlenmek için İngiliz ya da ABD birliklerinin arasına karışır.

Mektuplarındaki önemli sembollerden biri 'beyinsizleştirme makinesi'dir, sürrealistlere esin kaynağı olmuş oyun yazarı Alfred Jarry’nin eserlerinden devşirdiği bir ifadedir bu. Chicago Sürrealist Grup mensubu, şair Franklin Rosemont bunu şöyle açıklar: "insanları kendi adlarına düşünme ve hayal kurma yetisinden mahrum bırakan bu meşum aygıtta, Jarry –ve ondan sonra Vaché– modern teknolojinin en yıkıcı yönünün korkunç bir simgesini görürler." Chicago Sürrealist Grup’la yakın ilişki içinde olan Herbert Marcuse, bunu 'tekboyutlu insan' diye adlandırır; Rosemont’la Paris’te tanışmış ve Vaché hayranı olan Guy Debord ise 'gösteri toplumu' olarak niteler. Jacques Vaché içinse, ‘umour ile beyinsizleştirme makinesi sürekli çarpışır." ifadesini kullanır, Richard Burke.

"Beyisizleştirme makinası olarak gördüğü dünyaya ayrılık cümlesini şu ifadesiyle belirginleştirir:"Şüphesiz ki bir yanıt beklemeye başladım bile, sevgili arkadaşım, hiçbir önemi olmayan bu tutarsızlık içinde benim hatırama inanmanızı istiyorum."

İntiharından iki yıl önce 1917'de, "Bu kadar genç ölmek utanç verici,"diye yazar  Jacques Vaché.
'Henüz çok gencim Fernando, yaşamak isyemiyorum!'
Vaché Nantes'da bir otel odasında yapayalnızken aklının bir yıldız gibi parıldadığı bir an en sevdiği üç arkadaşını aramak ister. Onları arayacaktır ve birlikte olmak, içindeki savaşın açtığı derin yara izlerini unutmak icin onlarla bir kahve içmek, söyleşmek arzusundadır. Vaché'nin derin kederini bilen dostları onu böyle bir günde yalnız bırakmayacaktır elbette... Hemen Vaché'nin yalnız yaşadığı otel odasına gelirler. Vaché'nin yüzü gülmektedir; hatta neredeyse yüzü, gözleri ışıl ışıl parlamaktadır. Şaşkınlıklarını belli etmek istemez dostları; ne de olsa karamsarlığın prensi Vaché'nin o hüzünlü yüzü gülmektedir... Nedeni ne olursa olsun...

Beklenmeyen bir soruyla Vaché: "Nasıl, kahveleri beğendiniz mi dostlarım?"der. Önce anlamazlar bu soruyu, saçma hatta tuhaf bulurlar. Kahve işte, ne olacaktı ki? Vaché, tekrar aynı soruyu sorar: "Beğendiniz mi?" Kırık dökük cevaplar. "İyi" derler. Vaché: "Beğendiğinize çok sevindim. Çünkü hiç olmazsa giderken mutlu olmanızı istedim dostlarım. Madem bu dünya pis bir savaşın elinde, erdemlerinin kanını içerek yaşıyor ve madem siz de benim gibi düşünüyorsunuz, sevgili dostlarım sizi bu pis yerde bırakmak istemedim. Kahvelerinize zehir kattım. Hep birlikte kurtuluyoruz bu dünyadan. Uzun ve aynı tınıda öten bir siren sesi duyar gibi oldunuz mu?"son sözleri ile ayrılır dünyadan.

Vaché 1919 günü, zavallı bir otel odasında ve henüz 24 yaşındayken üç çok sevdiği dostunu da yanında götürmek kaydıyla bu dünyayı terk eder.
Vaché'nin intiharından hemen sonra, Breton onun yazdığı on beş mektubu 'savaş mektuplar' adıyla yayınlar. Yaşamının tümünü bir sanat yapıtına dönüştürerek ve ölümüyle efsane olmuştur Vaché.


 Kaynakça: Jacques Rigaut, Arthur Cravan, sanat ve intihar, Dört Dada İntiharı, Apollinaire, Jacques Vaché, Sürrealizm 1924-2014, Breton

Savaş Mektpları, Jacques Vache, Kült Yayınları


Freud ve Kant İlişkisi

Sigmund Freud, İmmanuel Kant'ı derinlemesine incelemişti ve Kantçı aşkın idealizm teorisini, psikanalitik deneyimin temellerini değerlen...