Sağlıklı
iletişim ve ilişki sağlıklı kişiliklerle başlar.
Sağlıklı
bir kişilik, kendi değerlerini bilen ve insanları küçük düşürmeyen, aynı
zamanda eksiklerini dürüstçe gören normal ve mantıklı bir insandır. Her insanın
zayıf yönleri ve güçlü yönleri vardır, doğa böyle işliyor. Mükemmel insan
yoktur. Önce kimsenin mükemmel olmadığını kabul etmeliyiz. Öncelikle de kendimizin mükemmel olmadığını ama sorumluluklarımızı en iyi şekilde yaptığımızın farkındalığıyla tabii ki...
Sağlıklı
kişilik ihtiyaçlarının farkında olan, duygularını konuşmasını, duygularını ifade
etmesini, ilişkilerde sorunları çözmeye yapıcı yaklaşımlar (ve hep ortaya
çıkar, sorunlar kişi olarak büyüyen herkesin yolunda hayatın ayrılmaz
parçasıdır), sevmeyi bilir. En önemli olan ise sağlıklı bir kişilik ilişkide
olduğu diğerlerine karşı da kendi mutluluğunun sorumluluğunu alır. Farkı
hissediyor musunuz? Sizi mutlu etmek için size borçlu olan biri değil- kimse size
bir şey borçlu değil.
Sürekli
birilerini kurtarıyor, sürekli bağış yapıyor, birileri için yaşıyorsanız; ne
yapıyorsunuz biraz durun. Ve kendiniz bir dinleyin. Kendinizi toparlayın,
geçmiş ilişkilerinizi, çocuk-ebeveyn ipuçlarınızı analiz edin. Belki de
tekrarlayan bir senaryoya takılıp kalmışsınızdır?
Hepimizin
bu farkındalık seviyesinde olmaması anlaşılabilir, ama olgunluğuna göre çevremizde
olması gereken insanları kendimiz seçiyoruz. En azından bunu deneyin. Bunun
neden önemli olduğunu şimdi açıklayacağım.
Mesela
olgun, içi özgür, prensipte yanınızda başkasının varlığı ya da yokluğu sizi çok
mutlu ya da mutsuz yapmaz. Elbette yakınında bir sevdiğinizin olması büyük bir
mutluluktur, ancak kendi mutluluğunuza ek bir mutluluktur. Unutmayın lütfen! Şayet
sevdiğiniz biri gittiyse, yine de mutlu bir hayat yaşayacaksın ve onun seçimini
kabul edeceksiniz. Üzgün olmak, üzülmek doğaldır. Ancak genel olarak hayatınız
mahvolmamıştır. Karşınızdaki kişiler olgunsa ilişkiye bilinçli başlarsınız
(sonsuza kadar birlikte olma arzusuyla) ve bitirirsiniz, eğer işe yararsa,
bilinçli olarak. Ama ikinci kişi çok olgun değilse, farklı bir durum ortaya
çıkar.
Önce
sizin olgunluğunuza sevinir, size hayran kalır vs. ama yavaş yavaş güçlü bir
bağ geliştirebilir. Ve bu çokta kötü değil, herkes öyle yaşıyor, hatta “sensiz
yaşayamam”, “sensiz öleceğim” vs. bunları duymak bile güzeldir ama bir noktada
bundan bıkarsınız. Yani bir insan için kendisi ve yolu değil gelişimi hayatının
merkezidir, SİZDİR. Ve aniden uzaklaşmaya ya da hayatından ayrılmaya karar
verdiyseniz, her şey onun için yıkılıyor. Ve olgun bir insan olarak anlıyorsunuz
ki acı çektiğini zorlandığını vd. ama aynı zamanda acımak ya da başka bir şey
için onunla kalmayacaksınız. Ne demek istediğimi anladınız mı?
“Yapışkan”
iletişim olgun ve sorumluluk sahibi bir insanı diğerine çekmeye başlar. Evet,
elbette, kurtarabilirsiniz, başkasını yetiştirebilirsiniz ve genellikle böyle
olur- birileri başkasını yetiştirir. Ama ben kendimden biliyorum: başkasını
yetiştirirken, çok sık yerinde tökezliyorsunuz. İnsanların nedense farklı
gelişim seviyeleri vardır, başka bir teoride farklı yaşam hedefleri vardır.
Kimisi profesyonel ligde oynar, kimisi amatör ligde. Ve daha kötü ya da daha
iyi bir seçenek yok. Sadece iki profesyonel lig oyuncusu daha güçlü bir oyun
sergileyebilir, birbirlerini büyümeye motive edebilir.
İletişim
içinde olan iki kişilik çok olgun değilse sorun o kadar da büyük değildir.
Dramatik bir hikaye vardır, genellikle, endişeler, ayrılıklar, hakaretler vs. bütün
insanlar benzer bir aşamadan geçerler. Ama öldüğünüzde, karşındakinin kalbine
dikkat edin! Her zaman bir başkasının kalbine karşı düşünceli olmalısınız ama
onun mutluluğunun sorumluluğunu almadan önce kendinizin senaryolarıyla ve
travmalarınızla uğraşmalısınız.
Mutsuz
bir insanın mutluluğunun sorumluluğunu üstlenmeyin. Bu sadece kadın ya da erkek
ilişkileri için değil, ebeveynleriniz, kardeşleriniz, arkadaşlarınız,
büyükanneniz ve akrabalarınız içinde geçerlidir. Sempatiniz olsun, yardım edin
ama kimsenin koltuk değneği olmayın. “Kimse sizin için içindeki işi yapamaz.”
Başkası için kendi hayatınızı yaşayamazsınız: bu anneniz bile olsa unutmayın!
Yol boyunca kendinize yüksek hedefler koymuş birine bir gün böyle hikayeler yük
olacaktır. Tabii ki bu dünyada yaşayan tüm insanlar için geçerli değil.