Brik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Brik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2015 Çarşamba

''Ölmek Sevmekten Daha Kolaydır''

Elsa Triolet, Rus asıllı Fransız romancı. Moskova'da 1896 yılında doğmuştur. Romanlarında toplumsal konuları işler. 1944 yılında Fransız edebiyetının önemli ödülü Goncourt'u alır.
Başlıca eserleri: Avignon Aşıkları, Mayakvoski, Bin Pişmanlık Naylon, Ruh, Yabancıların Randevusu, Veresiye Güller ve Beyaz At,  eserleri arasındadır. 

Elsa Triolet, hayatında aldığı yaralar nedeniyle her şeye sorgulayıcı gözle bakar. Sanata da taraflı gözle bakar. Ve şöyle der: '' Bir sanatçı her türlü sömürenin, baskının ve geriliğin düşmanı değilse gericidir.'' Bu nedenle yazarın açık dille, yalın yazmasını savunur. Yazılanları sıradan insan anlamalıdır. Kendi üslup anlayışını şu sözlerle özetler:
'' Açık seçik yazıyorum. Hemen ayrımına varılacak olanın içinde kalıyorum'' der. Triolet, yazmanın eylemine aynı zamanda kattığı sözcükler basit  gibi görünse de sade bir felsefe dilini de yansıtır: '' Üslup yazılan şeyin giysisi değil, derisidir; onu çıkarmak yazıyı soymak değil, derisini yüzmektir'' der. Hemen daha basite indirerek, '' Halk yazarı, eskinin büyücüsü gibi hastaları, cinlerin ellerinden kurtaran ya da bugünün psikanalisti gibi kütleyi sebebini bimediği acılardan kurtarmaya çalışan kimsedir.''

Elsa Triolet'in hayatı Rus şair Mayakovski ile kesişmesiyle değişime uğrar. Kim bilir? Belki de bu nedenle toplumsal romanlara imza atmıştır...

On yedi yaşında olan Triolet'le 1913 yılında Mayakovski tanışırlar. Büyük bir aşk başlamıştır. Triolet'in büyük kız kardeşi Lili Brik'le, Mayakovski ile 1915 yılında karşılaşırlar. Bu büyük aşkın bitişinin ayak sesleridir. O sırada büyük kız kardeşi Lili Brik 1912'de Ossip Brik'le evlenmiş ve yaşamaktadır.  Elsa Triolet, Mayakovski ile birlikte Lili- Ossip'in evine gelir. Dört kişinin bulunduğu odada Mayakovski gözlerini Lili'ye dalgın dalgın dikerek ünlü eseri, '' Pantolonlu Bulut'' şiirini okumaya başlar:
''Umurumda mı benim
Ha yüreğim demirden olmuş,
Ha tunçtan olmuş bedenim.
Boğulmak isteniyor gümbürdeyişi
dişi
ve yumşak olanla gece''

ve şiir bittiğinde Mayakovski sayıklar gibi okuduğu coşkulu şiir üç kişinin hayranlık bakan gözleri önünde Lili'nin yanına gider, '' Bu şiiri size adayabilir miyim?'' diye sorar ve yanıtı beklemeden şiir defterini açıp ''Pantolonlu Bulut'' şiirinin başına yazar: Lili Brik'e...

Mayakovski'nin gözlerindeki aşkı üç kişide görür. Elsa'nın kendisi; Ossip'in, Lili'yi kıskanabileceğini düşünmez. Elsa, ara vermeden duygularındaki kıskançlık ve çelişkiyi Mayakovski'ye mektubunda ifade eder: '' Ne yazık, bana öyle geliyor, siz hala bir yabancısınız  ve ben sizin için hiç de önemli değilim... İnanmak güç ama  şimdi öyle işte. Lili'yle ortak bir dostluğumuz yok.''  Elsa için ayrılık çanları çalmaktadır. Elsa, Fransız süvari subayı Andre Triolet ile evlenir, fakat sonra boşanır. 1928 yılında  Fransız yazar Louis Aragon ile tanışır.  O dönemde de Aragon hayattan bıkmıştır. Elsa ile karşılaştığında kendi durumun-duygusunu şu dizelerle ifade eder:

''Beni bulduğun o gece çam deviren bir söz gibiydim
Geceleri ahırlarda geçiren bir serseri
Bir köpektim tasmasında sahibin adı yazılı
Öfke ve gürültülerle dolu başka çağların adamı.''

Elsa, Aragon için hayata başlamanın anlamı olur.
Aragon bunu itiraf eder:
''Hayatım ancak seninle başlıyor.'' der

Kırk iki yıl birlikte sanatta üreterek yaşarlar. Elsa kendi adına yazılmış şiirleri duyarak ölür.
'' Bir büyük sır söyleyeceğim sana
Beceremem ben sana benzer zamandan söz etmeyi
Senden söz etmeyi beceremem ben
İnsanlar vardır hani istasyonlarda
El sallayan tren kalktıktan sonra
Yeni ağırlığıyla gözyaşlarının
Kolları yana düşer onlara benzerim ben''
Mayakovski'nin acısını, romanlarında hissedersiniz.

Alıntılar: Elsa Triolet, Kara Fabror Volodja
Vlademir  Mayakovski, Mektuplar, Berfin, 1997

Freud ve Kant İlişkisi

Sigmund Freud, İmmanuel Kant'ı derinlemesine incelemişti ve Kantçı aşkın idealizm teorisini, psikanalitik deneyimin temellerini değerlen...