Germanicia Antik Kentti
Germanicia,
günümüzde Kahramanmaraş’ta bulunan antik Roma kentidir. 2007 yılında kazı çalışmalarına başlanan kent mozaikleri 2018 yılında gün ışığına kavuştu.
1500 yıldan bu yana toprağın altında keşfedilmeyi bekleyen antik kente adını veren Roma İmparatoru Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus’u yani nam-ı diğer Caligula’nın yaşamına kısaca göz atmaya ne dersiniz…
Caligula
Germanicia
kentine adını babasının adını veren Roma’nın en kanlı imparatoru Caligula ise M.
S 12’de doğmuştur. M.Ö 15- M.S 19 arasında Roma yönetiminde etkin olan General
Germanicus Julius Caesar Claudianus, Julios Claudion Hanedanı mensubudur. M.Ö 9
yılında babasının Germania’da (Almanya) kazandığı zaferin onuruna Caligula’ya
Germanicus lakabı verilmiştir. Germanicus M.S 18 yılında uyuşuk Roma İmparatoru
Tiberius tarafından Asya’ya gönderildi. Kapodokya ve Kommagene krallarını
yenerek bu bölgeleri Roma eyaletine dönüştürdü. Tiberus M.S 19 yılında öldü. Kaynaklara
göre onu yatağında yastıkla boğarak öldüren Caligula’nın kendisidir.
Caligula,
ünlü General Germanicius Julius Caesar Cladianus’un oğlu olarak Gaius Julius
Caesar Augustus Germanicus adıyla doğdu. “Küçük Asker Çizmesi” anlamındaki
“Caligula” ismi, çocukluğunda onu çok seven askerler tarafından ona bir lakab
olarak takıldı. Caligula (Gaius) 38 yılında Kommagene Krallığı’na getirdiği
Antiokhos’u 3 yıl sonra tahttan indirdi. Bu olayın sonrasında da Alman koruması
tarafından kanlı bir suikast sonucu öldürüldü. M. S. 41 yılında Caligula’nın
yerine Tiberius Claudius Caesar Augustus (dayısı) Germanicus çıktı.
Çılgın
İmparator Caligula M. S. 31’de Roma’nın tahtına oturuyor. İkitdarının ilk
yıllarında oldukça cömert, yasaları yumuşatan ve ülkeye refah sunan bir imparator
portresi çizer. Onun ve Roma’nın sonunu hazırlayan süreçte insanları büyük bir
hevesle öldürülüyor, asilzade kadınlara tecavüz ediyor. Zenginler soyuluyor ve
asılıyor. Caligula’nın atı hükümetin lideri gibidir ve senatoya atanmış bir senatördür.
Roma’nın geleceği rehin tutuluyor, gerçekliğin kendisi ele geçirilmeye hazır ve
her yerde Caligula’nın kulakları vardır. Ve Caligula Aşk tanrıçası gibi giyinerek
kendisini halka farklı bir persona ile sunarak şarkılar söyler. Sirk (panayır) gösterileri
düzenletir.
Caligula
ismi kendisine, Roma lejyonerleri tarafından giyilen kaligalara atıfta
bulunarak “küçük asker çizmesi” anlamına da gelir. Caligula’nın bu lakaptan
nefret ettiği de ifade edilir tarihçiler tarafından…
Caligula’nın
Roma İmparatoru olduğu sonraki (M.S 31- M.S 41) yıllarda sadizm, zulüm,
müsriflik ve cinsel sapkınlığıyla tanınan bir canavar olduğunu gösteriyor gibi
görünüyor (bazı kaynaklar şüpheli olsa da). Yine tarihçiler onun epilepsi
hastası olduğunu ve sık sık nöbetler geçirdiğini de iddia etmektedir. Ancak Thomas
Hobbes’in Leviathan
eserinde halkına zulüm eden Roma imparatorlarının mezarlarının
bilinmeyecek bir yere yapıldığı ve imparator adına yapılan heykellerin yok
edildiği yönündedir. Ziyadesiyle kötü imparatorları adlarını tarihten silmeye
çalışırdı Roma devleti ve halkı…
Edebiyat
Tarihine Adını Kanlı Bir Diktatör Olarak Yazdıran İmparator
Fransız
yazar Albert Camus’un tiyatro oyunu olarak kaleme aldığı eseri “Caligula”
zihinsel tiyatro oyunu içinde oldukça etkili diyebilirim. Anlam konsantrasyonu,
düşünmeye zaman bulabilmek ve en önemlisi bazı anlarda dayanılmaz duygularla
baş edebilmek için üretime ara vermenizi gerektirir. Güldüm, ağladım, dehşete
düştüm, hayran kaldım ve hem estetik hem de entelektüel zevk aldım. En başında
şöyle düşünmeyi başaracaksınız: “Sahnede olacaklara seyirci daha fazla
dayanamayacak.”
Kısaca
kitabın özeti şöyledir: “Caligula”nın tarihsel anlatısını daha detaylı olarak
kitaptan okuyabilirsiniz. Caligula hayalperest, idealist, vicdanlı ve
eğitimsiz, genç Roma imparatorunun ellerinde kukla olması için çevresinin tam
da ihtiyacı olan figürdür. Baldızı Druzilla ölür ve Caligu’la da bu ölümün ona
verdiği acıdan dolayı evrenden intikam almaya başlar. Savaşları ateşleyen,
çevresini yok eden bir diktatör doğar.
Kitabı
okuduğunuz da ve Caligula’nın hayatını biraz araştırdığınızda “diktatör
pişirmenin tarifi nedir?” sorusunu soracaksınızdır kendinize… Eğitim eksikliği,
kendi haklarına inanç ve her şeye gücü yeten. Böylece çocuğunu sonsuz seven,
ona her şeye izin veren, kendine olan sevgisini kaybetme korkusuyla, dünyanın
kaprislerini yapmak zorunda olduğuna inanan bir canavar yetiştirir.
Roma
İmparatorluğu’nun hazinesi bomboş ve Roma heybetini kaybediyor. Caligula bir
çıkış yolu bulur. Mal sahibi olan herkesin soyundan gelen mirasçılarını mahrum
eder ve mülkü devlet yararına yeniden yazar. Ve sonra isim listesi hazırlanarak
bu mülk sahipleri tek tek öldürülüyorlar ve Roma’nın refahı böylece arttırılmış
oluyor. Mantıklı, adil ve her şey yüksek amaçlar Roma uğrunadır.
“Roma
İmparatorluğu’nda özgürlükle yalnızım. Sevinin! Sonunda size özgür olmayı
öğreteceğim! Herkese eşitlik hediye edeceğim.”
Roma
da olduğu gibi birçok imparator sınırsız güce sahiptir, ancak Caligula bu gücü kısıtlamadan
ilk kullanan imparator olmuştur. Mal mülk Patrislilerden alınıyor, eşler devlet
evlerine veriliyor, çocuklar öldürülüyor, ama üç yıl önce saf bir senatör Caligula’nın
yönetilmesi bu kadar kolay olacağından eminlerdir.
Caligula
kibar olduğunu düşünüyor, “mantıksal” olarak daha fazla insanı öldürebileceğini
düşünüyor ama öldürmez, bu yüzden onlara hayat verdi. Halkı doyurmak için açlık
ilan ediyor. Sevdiğine zehir verir, onu öldüreceğini önceden uyarır, ölmeye
hazır olduğunda ise şaka yaptığını, ilaçtır, zehir değil, demiştir.
Benim
için bu performans Roma İmparatorluğu ile ilgili değildi, hatta Hitler, Stalin
ve Putin ile ilgili değildi. O, dünyaya hükmetmek ve tam teslimiyet isteyen her
bireyin içindeki canavarla ilgilidir. “Hepsi benim yolum!” Canavar kendini
tanrıya taklit eder, öldürmeden hayat verir. Netice de her insanın içinde
tanrısal bir melek bir de şeytani canavarın olduğunu yaşamıyla göstermiştir Caligula.
İnsanın
geliştirmeye çalıştığı ideal “Benlik”, tam olarak bu mümkün hepsi Caligula’ya göre
bu evrenin bilgisi değil, kendisine uyma zorunluluğu, kendine din icat edip
etrafındakileri kendine tapan kölelere dönüştürmektir.
Caligula:
“Yaşıyorum, öldürürüm, yaratıcının gücünün bir şakaya çarptığı yok edicinin tüm
gücünün sarhoşluğunu onaylıyorum.” Mutlu olmanın anlamını ötekini yok etmekte
olduğuna kendisini inandırmıştır. “İşte mutluluk, beklenen kurtuluş, dört bir
yanımdaki saygısızlık, kan ve nefret, tüm hayatını sürdürebilecek bir insanın
eşsiz mahremiyeti, cezasız cinayetin muazzam sevinci, insan hayatını ezen
acımasız mantık.” Kitap Caligula’nın durdurulması için yalvarmasıyla bitiyor,
zaten yapamaz.
Caligula,
insanlığın kendi iç cehennemime inmiş imparator olarak ona körü körüne itaat
etmeye, onun deliliğine, zalimliğine dehşete düşen Roma halkı sonunda pişman olur
ve onu öldürürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder