25 Eylül 2023 Pazartesi

Bir Kese Altın

 

Alman filozof Arthur Schopenhauer (1788-1860) çok az kişi gibi insanlardan nefret etti ve hayatının son otuz yılını neredeyse tek başına geçirdi.

Bu yazıda onun hayatını bir şakaya indirgemek istedim. Balıkçılık gibi yazılarından çıkararak, bazı eleştirmenler için her ne kadar “Doğru olma sanatı”, “Şunun sanatı”, “Bunun sanatı” gibi en çok satanlar yaratmış olsa da  Schopenhauer, belki de nefreti bir o kadar da yanlış yere konmamıştır! Ne dersiniz?

Son yıllarında sadece “Atma” adını verdiği köpeği, yani Sanskritçe (atman) veya “hayat nefesi”, “esas öz” anlamına gelen Brahmin (atma) vardı... yani en nefret ettiği her şey ve karşı yazdığı “İrade ve temsil olarak dünya” karşı bir tutum ironisiydi sanırım…

Genç Schopenhauer! İngiliz yetkililerin katıldığı bir restoran olan Englischer Hof’a akşam yemeği yediği söyleniyor. Yemekten önce masaya bir kese içinde altın bir para koyardı. Ya işi bitince cebine geri koysaydı. Sonunda bir garson ona bu skeçin anlamını sormuştur ve o da kendisiyle sessiz bir bahis oyunu olduğunu söyledi. Schopenhauer bir Ateist olmasına rağmen altın parayı en yakın kilisedeki bağış kutusuna bırakırdı...ilk gün İngiliz yetkililer orada yemek yedikleri at, kadın ve köpek dışında her şeyden bahsederlerdi.

Bakıyorum 150 yıl sonra da durum aynı “futbol, kadın, araba”

 

“Kendimizin dörtte üçünden vazgeçiyoruz,” aslında...

Ne diyordu Schopenhauer; Bir insan ancak yalnız olduğunda kendisi olabilir. Ve yalnızlığı sevmiyorsa, özgürlüğü de sevmiyordur. Çünkü sadece yalnız olduğunda gerçekten özgürdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Freud ve Kant İlişkisi

Sigmund Freud, İmmanuel Kant'ı derinlemesine incelemişti ve Kantçı aşkın idealizm teorisini, psikanalitik deneyimin temellerini değerlen...