Heine,
ölümle çarpışıyordur...aşkı düşünecek durumda değildir. Ancak aşk kapıları
kırarak gelir. Heine'de yeniden kendini var eder. Elli sekiz yaşında olan Heine
ölümü beklerken, aşk karşısına çıkar. Ölüm artık beklemeliydi... 1855 yılında
Elise Krienitz, Heine'yi görmeye gelir. Yirmi yedi yaşındaki Elise, genç güzel
kadındır. Heine hayranıdır.Uzun yıllar yatağında olan Heine'nin sadece beyni ve
yüreğiyle genç güzel kadına karşı kalbine aşk okları saplanmıştır. Elise'de
ona...Kırık aşktır, içinde platonik duyguları barındırır. Heine, Elise'yi
''mouch= sineğim'' diye seslenir. Aşk, ölümü bekleyen Heine'nin yüreğini
yeniden alevlendirir. Mathilde bu aşka sesini çıkarmaz. O kıskanç, kaprisli
kadın gitmiştir, artık...Yılların Mathilde'si artık duygularından başka
kaybedecek başka şeyi yoktur. Çünkü aşk sahip olmayacağı şeyi kıskanmayacaktır.
Aşk, Heine'nin gözleri doğru dürüst görmese de Elise'ye şu satırları yazdırır:
'' Pek sevimli, pek çekici insan! Geldiğinizde, sizi ancak birkaç dakika
görebildiğim için üzgünüm. Üzerimde, son kerte iyi etki yaptınız; sizi en yakın
zamanda yeniden görmek beni çok sevindirecek.(...) Olanağı varsa yarın, olmazsa
size uygun en kısa zamanda geliniz. Gözlerimin hastalığına karşın, bu satırları
kendi ellerimle yazıyorum, zira şu anda yanımda güvendiğim bir 'yazıcım' yok.
Çok büyük dertler içindeyim ve hep hastayım. Yakın ilginiz ruhuma onca iyi geldi ki, boş inançlara kendimi
kaptırıyor, sıkıntılı zamanımda iyilik meleği imdadıma yetişti diyorum. Hem de
tam zamanında.'' Heinrich Heine
Heine,
Elise'ye dört mektup daha yazar. Her mektubunda duyduğu aşkın çaresizliğini
dile getirir. 20 Temmuz 1855 tarihli mektubunda ''Çok tatlı ve incecik Mouche!
(...) Bana bolca sunduğunuz sevgi için yürekten teşekkürler.(...) Durumum hep
kötü, sürekli kramplar ve hırslar içinde yaşıyorum: Umutsuz durumumdan duyduğum
öfkeler! En canlı yaşam zevklerine susamış bir ölü! Bu korkunç bir şey!'' der
Elise,
Heine'nin kendini iyi hissettiği günler hep yanına koşar. Şiir üzerine
konuşurlar. Elise yazdığı şiirleri okur. Heine'nin tavsiye ettiği yazıları
yazar. Heine'nin hastalığı artarak kötüleşir...Hastalığın verdiği acıları
bastırmaya çalışır. 24 Ocak 1856'da
Elise'ye şöyle seslenir Heine: '' İlk seven delikanlı kadar heycanlıyım.''der
Ölüm yavaş yavaş kapısında dolanıyordur, 14 Şubat'ta Heine, son mektubunu göndermeye fırsat bulur: '' Sevgilim! Bugün gelme. Korkunç migren ağrısı çekiyorum.
Yarın (cuma) gel. Senin dertlin'' yazar son kez. Elise,yanına gider. '' Çok hüzünlü bir görünümü vardı. 'Sonunda gelebildin! dedi'' düşmüştür notlarına Elise. Elise son kez gördüğü Heine'nin yanından ayrılırken Heine arkasından bağırır: '' Yarın bekliyorum, unutma!'' der. Elise 16 Şubat günü geldiğinde, ölümle pençeleşen Heine'nin odasına almazlar. 17 Şubat'ta Heine, son bir kez daha Elise'yi göremeden hayata gözlerini yumar...Özgürlükçü Heine'nin yıllar sonra Hitler döneminde meydanlarda kitapları yakılmıştır. Heine'nin 1821'de söylediği söz onun ne denli büyük ozan olduğunu kanıtlamıştır. ''SONUNDA, İNSANLIĞI DA KİTAPLARI YAKTIKLARI GİBİ YAKACAKLAR.'' demiştir
Dipnot:
Heine'nin '' Silezyalı Dokumacılar'' şiiri tüm dünya görüşünü özetlemektedir.
Alıntılar:
Heinrich Heine, Heine'nin Mektupları, Düş Yayınları, 1983/ Elise Krinitz Wikipedia
Görsel: Elise
Krinitz Wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder